Araçlarda Gizli Ayıp

Ayıplı Mal

Türk Borçlar Kanunu'nun 219-231. Maddeleri arasında düzenlenmiş ayıp; teslim ile mülkiyeti geçiren satıcının, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması, nitelik veya niteliği etkileyen, niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik eksikliklerdir. Bu tanımdan yola çıkılarak satılan ve alıcıya teslim edilen malların, sözleşmenin kurulması sırasında açıkça veya örtülü olarak satıcıya bildirilen her türlü özel kullanım amacına uygun olmaması ayıp olarak nitelendirilir. Bu çalışmada gizli ayıp, satıcının ayıptan sorumluluğu,  ayıp durumunda başvurulabilecek yollar ve araç satışlarında gizli ayıp konuları incelenecektir.
 
  1. Gizli Ayıp
  2. Araç Satışlarında Ayıp Durumu 
  3. Satıcının Ayıptan Sorumluluğunun Şartları 
  4. Ayıplı Mal Satışlarında Görevli Mahkeme 
  5. Ayıplı Araç Satımı Hakkında Yargıtay Kararları
  6. Ayıplı Mal Davasında Onarım Bedeli İle Değer Kaybı Tazminatının İlişkisi
 

Gizli Ayıp

Ayıp, satılandan beklenen yararları azaltan ya da kaldıran eksikliklerin bulunması halidir. İlk bakışta satılan üzerinde gözle görülür derecede hasarın varlığının gözlendiği hallerde açık ayıp söz konusudur. Satış esnasında alıcının bildiği ve kabul ettiği ayıplara karşı satıcının sorumluluğuna gidilemeyecektir. Ancak satıcı, bilmediği ayıptan da sorumludur. İlk bakışta anlaşılamayan hasarlarda, alıcının dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmesine rağmen daha sonradan ortaya çıkan ayıplar gizli ayıp olarak nitelendirilir ve satıcı bu gizli ayıptan da sorumlu olacaktır çünkü satıcının ayıba karşı tekeffül borcu bulunmaktadır. 
 
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/4472 E. ve 2018/6303 K. sayılı kararında,
 
 “…Satışa konu araç hukuki ayıplıdır. Satıcı ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur…”  şeklinde görüş bildirmiştir.
 
Alıcı, teslim aldığı malı işlerin olağan akışına göre, imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp gördüğü zaman bunu satıcıya derhal ihbar etmekle yükümlüdür. Bunu ihmal ettiği takdirde, satılanı kabul etmiş sayılır. Aynı şekilde, satılanda gizli ayıp söz konusu ise bu ayıp ortaya çıktığı anda durumu  hemen satıcıya bildirmelidir.  Bildirmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır. 6098 Sayılı TBK'nin 223. maddesinde öngörülen süre içinde ihbar edilmeyen ayıplar için dava açılamaz. (Yargıtay 13. HD 2016/29218 E. 2020/1089 K. 3.2.2020 T.)
 
Malın ayıplı olması halinde alıcının sözleşmeden dönme, ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme, ücretsiz onarım isteme ve satılanı ayıpsız benzeri ile değiştirilmesini isteme halları vardır. 
 

Araç Satışlarında Ayıp Durumu

Detaylı olarak açıklandığı üzere ayıp malın objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması halidir. Günümüzde araç satışlarında yaşanan olumsuzluklar neticesinde araçlardaki ayıba karşı sorumluluğun kapsamı ve sınırlarının belirlenmesi ihtiyacı doğmuştur. Araç satışlarında ayıp halinde alıcının çeşitli seçimlik hakları mevcuttur. Fakat  öncelikle alıcı ayıbı satıcıya bildirim külfetini yerine getirmiş olmalıdır. ayıbın fark edildiği takdirde en kısa zamanda noter kanalı ile satıcıya bildirilmesi gerekmektedir. Ayıplı araç satışında zaman aşımı süresi satılandaki ayıbın daha sonra ortaya çıkması halinde, satılanın satıldığı tarihten itibaren 2 yıl içerisinde hak zamanaşımına uğrayacaktır. Ancak satıcının ağır kusurlu olması halinde ise araçlarda bu süre satıldığı tarihten itibaren 10 yıl olacaktır. Ortaya çıkan ayıp gizli ayıp ise zamanaşımı süresi içerisinde dürüstlük kuralı ve halin gereklerine göre uygun süre içerisinde bildirilmesi gerekir. Satılan üzerinde yapılacak olan gözden geçirmenin sekiz günlük süre içerisinde tamamlanması ya da netice alınması mümkün olmayıp, böylece sekiz günlük süreden sonra ortaya çıkan ayıplar gizli ayıp niteliği taşır.Ayıbın sekiz günlük süre içerisinde, objektif bir gözden geçirme neticesinde ortaya çıkarılamayacak nitelikte olduğunun ispat yükü alıcı üzerindedir.
 

Araç satışlarında ayıp halinde alıcının seçimlik hakları şunlardır:

  • Aracın Ücretsiz Onarımı
Bu seçimlik hak, araçta bir hasar veya tamirat gerektiren bir durum varsa söz konusu olur. Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız benzeri ile değiştirilmesi hakları üretici ve ithalatçıya karşı kullanılabilir. Bu hususta üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Tüketici ücretsiz onarım veya malın ayıplı misli ile değiştirilmesi haklarından birini seçtiği takdirde bunu 30 işgünü içinde satıcıya bildirmelidir. Satıcı bu talebi yerine getirmemesi halinde tüketici diğer seçimlik haklarını kullanmakta serbesttir. 
  • Bedelde Ayıp Oranında İndirim
Bu seçimlik hakkın kullanılması halinde kişiye ayıp oranında indirim sağlanır. Yani belirli bir miktar bedel iadesi yapılır.
  • Sözleşmeden Dönme
  • Aracın Ayıpsız Yenisinin Verilmesi
Bu hakkın sorunsuz bir şekilde kullanılabilmesi için usulüne uygun şekilde satıcıya başvuru yapılmalı, satıcının talebi reddetmesi halinde yargılama süreci işletilmelidir. Belirtmemiz gerekir ki Yargıtay kararlarında sıklıkla aracın yenisinin verilmesi gerektiğine ilişkin karar yer alır.
 
Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle çıkan tüm masraflar tüketicinin seçtiği hakkı yerine getiren tarafça karşılanır. Tüketici seçimlik haklardan biri ile birlikte TBK hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir. Seçimlik haklardan biri satıcıya yöneltildiği zaman, satıcı 30 gün içerisinde bu seçimlik hakkın gereğini yerine getirmekle yükümlüdür. Seçilen seçimlik hakkı gereğince veya süresinde kullandırmayan satıcıya karşı hukuki süreç başlatılabilmektedir. Tüketici mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Dolayısıyla arabulucu anlaşmazlık tutanağı üzerine yargı yoluna başvurulabilir.
 

Satıcının Ayıptan Sorumluluğunun Şartları:

Satıcının da ayıptan dolayı sorumlu olabilmesi için bazı şartların bulunması gerekmektedir;
 
 İlk olarak yarar ve hasarın alıcıya geçmesi anında satılanda ayıbın var olması gerekir.Yani satılan şeydeki hasar satın alındıktan sonra ortaya çıkmamalıdır. Hatalı kullanım sonucu veya satın alan kişinin kendi kusurundan dolayı meydana gelen zararlar ayıp kapsamına girmeyecektir.
 Alıcının satın aldığı mal üzerindeki ayıbı kendinden beklenen gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen bilmiyor olması gerekmektedir.
 Gizli olmayan ayıplarda ayıptan doğan sorumluluğun sözleşme ile kaldırılmamış olması gerekmektedir. Gizli ayıpta ise her ne kadar böyle bir anlaşma yapılmış olsa da anlaşma geçersiz olacaktır. Çünkü burada satıcının ağır kusurunun varlığı söz konusu olacaktır. Araç satın alındığı esnada satıcı daha sonradan ortaya çıkacak zararlardan kendisinin sorumlu olmadığını beyan ederek taraflar arası sözleşme imzalandığı hallerde yapılan sözleşmenin geçerliliğinden bahsedilemeyecektir. 
 
Son olarak ise alıcı, ayıbı satıcıya bildirim külfeti, gereken dikkat ve özeni göstermiş olmalıdır. Burada bahsetmiş olduğumuz zamanaşımı süreleri önem arz etmektedir. Alıcının satıcıya zararlarına karşı başvurabilmesi için ayıp ortaya çıktıktan sonra makul süre içerisinde satıcıya bildirim yapılması gereklidir. Aksi halde alıcı ilgili ayıbı kabul etmiş sayılır.
 

Ayıplı Araç Satışlarında Görevli ve Yetkili Mahkeme

Hasarsız kaydı ile hasarlı araç satımından kaynaklanan uyuşmazlıklarda işlem tüketici işleminden kaynaklandığı için görevli olacak mahkeme Tüketici Mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise satıcının yerleşim yeri olabileceği gibi aynı zamanda sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinde de bahse konu dava görülecektir.
 

Ayıplı Mal Davasında Onarım Bedeli İle Değer Kaybı Tazminatının İlişkisi

 
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesine göre; “Tüketicinin seçimlik haklarından birisi ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve /veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı/üreticiden tazminat isteme hakkına sahiptir.” Kanunun 7.maddesine göre üretici, tüm hal ve şartlar göz önünde bulundurulduğunda, zarara sebep olan ayıbın, mal piyasaya sürüldüğünde mevcut olmadığını ispat ederse sorumluluktan kurtulabilir. Dolayısıyla akdi bir sorumluluk olan ayıba karşı tekeffül borcu ve akit dışı bir sorumluluğu öngören üreticinin sorumluluğu düzenlenmiş bulunmaktadır. 
 
Tüketicinin seçimlik haklarını kullanmaksızın, bunlardan ayrı olarak, BK. m.112 gereğince sözleşmeye aykırılık sebebiyle tazminat istemesinin önünde bir engel yoktur. TKHK’nin kendisine tanıdığı hakları kullanamayan veya kullanmak istemeyen tüketici her zaman bu yola başvurabilir. Diğer yandan, tüketici, TKHK m.15/1 gereği, yukarıda sayılan seçimlik haklarıyla beraber, kendisine sağlanan hizmetin ayıplı olması sebebiyle uğradığı zararlar için de tazminat talep edebilir. Bu hak, BK kapsamında m.229’da, sadece sözleşmeden dönülmesi hali için tanınmış olmasına karşın, TKHK bu şekilde bir sınırlama yapmamış, sayılan tüm seçimlik haklarla beraber tazminat da istenilebileceğini düzenlemiştir.
 

Ayıplı Araç Satımı Hakkında Yargıtay Kararları:

 
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/1900 Esas, 2016/7367 Karar Sayılı İlamı:
 
“… Somut olayda, davacı, 27.12.2010 tarihinde satın aldığı aracının kilometresi ile oynanmış ve hasarlı olması sebebiyle ayıplı olduğunu iddia ederek satış bedelinin iadesi ya da ayıplı araç satılması sebebiyle 4.000,00 TL.nin davalıdan tahsili için eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, davaya konu ayıbın sadece aracın km’sinin indirilmesinden kaynaklandığı, sözleşmeden dönme yerine semenin indirilmesinin hakkaniyete daha uygun olduğu ve buna göre davacının zararının 1.500,00 TL olduğu, davacının diğer taleplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle sözleşmeden dönerek bedelin iadesi talebinin reddine karar verilmiştir. Alınan bilirkişi raporunda davaya konu aracın kilometresinin indirilmiş olması sebebiyle gizli ayıplı olarak satıldığı tespit edilmiştir. Satıcı ayıpların varlığını bilmese bile bundan davacıya karşı sorumludur. Davalı satıcının ayıba karşı tekeffül (sorumluluğu üstlenme) borcu bulunmaktadır. Dava konusu araç gizli ayıplı olarak satıldığı için davacının talebi doğrultusunda bedelin iadesi gerekir."
 
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/20032 Esas, 2019/10129 Karar Sayılı İlamı:
 
“Alıcı, teslim aldığı malı işlerin olağan akışına göre, imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp gördüğü zaman bunu satıcıya derhal (uygun süre içinde) ihbar etmekle yükümlüdür. Bunu ihmal ettiği takdirde, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirme ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa, bu durumu da hemen satıcıya bildirmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır. O halde, gizli ayıpların, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra derhal (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi gerekmektedir. 818 sayılı TBK.’nun 198. maddesinde (6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 223. maddesi) öngörülen süre içinde ihbar edilmeyen ayıplar için dava açılamaz.”
 
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/3127 Esas, 2021/1419 Karar Sayılı İlamı:
 
"Somut uyuşmazlıkta davacı tarafından davalıya yapılan ödeme tarihi 25.05.2012 olup dava 22.02.2013 tarihinde açılmıştır. 6762 sayılı TTK’nın 25. maddesi uyarınca altı aylık dava zamanaşımı süresi dolmuş ise de, alınan bilirkişi raporu ile de sabit olduğu üzere araçtaki motor arızasının üretim kaynaklı olduğu, bu durumda ortaya çıkan gizli ayıp nedeniyle davalının ağır kusurlu olduğu ve ayıbın hile ile davacıdan gizlendiğinin kabulü gerekmektedir. Araçtaki gizli ayıp nedeniyle davalının ağır kusurlu olması durumunda ağır kusur veya hile ile ayıbın tüketiciden gizlenmesi hâlinde zamanaşımı süresinden yararlanılması mümkün olmayıp davalının zamanaşımı def’î yerinde değildir. Hâl böyle olunca, mahkemece verilen direnme kararı açıklanan bu değişik gerekçe ve nedenlerle yerindedir."
 
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 29/03/2021 Tarih, 2021/3245 Karar Sayılı İlamı:
 
"6502 sayılı yasanın 11. maddesinde, malın ayıplı olması durumda tüketicinin seçimlik hakları düzenlenmiştir. Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Açıklandığı şekilde tüketici seçimlik haklarından herhangi birisini kullanabilecektir. Öğretide ve uygulamada da kabul edildiği üzere tüketicinin seçimlik haklarını tek yanlı ve varması gereken bir irade açıklamasıyla kullanması gerekmektedir.
 
Dosya içerisindeki bilgive belgeler ile özellikle Bilirkişi raporunun incelenmesinde 'dava konusu araçta meydana gelen arızanın kullanıcı hatasından kaynaklanmadığı, emme kam mili üzerinde bulunan dişlinin, yerinden çıkmamak (sıyırmamak) üzere çok sıkı bir şekilde montaj edilmesi gerekirken, gereken (tekniğe uygun) sıkılıkta yerine takılmadığı için mil üzerinden sıyırdığı, bununda fabrika imalat ve montaj hatasından kaynaklandığı, fabrika imalat ve montaj hatasından meydana gelen bu arızanın ayıp niteliğinde olup, arıza meydana gelmeden anlaşamayacağından gizli ayıp niteliğinde olduğu’ yönünde görüş bildirilmiştir. Davacının dava dilekçesindeki talebi aracın ayıpsız misli ile değişimi, bu mümkün olmadığı takdirde halde aracın dava tarihindeki satış bedelinin davalıdan tahsiline ilişkin olup davacının bu talebi kendisini ve mahkemeyi bağlar.
 
Mahkeme karar tarihinden sonra, aracın tamir edilerek davacıya teslim edildiği devam eden süreçte dava konusu araçla ilgili davacı tarafından yeniden Tokat 2.Asliye Hukuk mahkemesinin 2019/ 1 d.iş sayılı dosyasında tespit yaptırıldığı, tespit bilirkişi raporunda , aracın motor kısmının servisçe onarımının yapılarak 02.11.2018 tarihinde davacıya teslim edildiği ancak yeniden tekrar eden arızanın, aracın motorunda bütün şekilde hasar oluşmasının ilk arızaya bağlı olarak gerçekleştiğinin belirtildiği ve davacı tarafından bu konuda servis formunun da dosyaya sunulduğu dikkate alınarak, dava konusu araçtaki mevcut arızanın devam ettiği anlaşılmaktadır
 
Hal böyle olunca dosya kapsamından da açıkça anlaşılacağı gibi krank mili arızasının garanti kapsamında mevcut olan arıza olduğu ancak arızanın tekrarı da göz önüne alınarak mahkemece, davacının davasını neye hasrettiği açıklattırılıp, seçimlik hakkını ne şekilde kullandığı sorularak hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir."