Mirasçılık Belgesi (Veraset İlamı) Nereden Alınır ve Gerekli Belgeler Nelerdir?

Bir kimsenin ölümü üzerine mevcut mal varlığının yasal mirasçılarına intikal etmesine veraset denir. Mirasçılık sıfatının ispat edilmesine ve bu sıfatla tereke üzerinde tasarrufta bulunulmasına yarayan belge ise veraset ilamı, bir diğer adıyla mirasçılık belgesidir. Veraset ilamı Türk Medeni Kanununun 598. maddesinde; “Başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, sulh mahkemesince veya noterlikçe mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verilir” şeklinde düzenlenmiştir.  Mirasçılığı ispatlayan bu belgede hem mirasçılık belgesi talep edenin hem de diğer tüm mirasçıların miras hakkı ve miras payları yer almaktadır.
 
  1. Veraset İlamı Nedir?
  2. Veraset İlamı Nereden Alınır ve Gerekli Belgeler Nelerdir?
  3. Veraset İlamı Süresi Nedir?
  4. Veraset İlamının Hukuki Niteliği Nedir?
  5. Veraset İlamının İptali Davası 
  6. Veraset İlamının İptali Davasında Zamanaşımı ve Hak Düşürücü Süre Nedir?
  7. Veraset İlamının İptali Davası Kimlere Karşı Açılır? 
  8. Veraset İlamının İptali Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme 

Veraset İlamı Nedir?

Bir kimsenin ölümü ile murisin malları, bir bütün olarak doğrudan doğruya mirasçılara intikal eder. Mirasçıların talebi üzerine yetkili merci tarafından verilen ve mirasçılık sıfatının ispat edilmesine ve bu sıfatla tereke üzerinde tasarrufta bulunulmasına yarayan veraset ilamı, murisin bıraktığı miras üzerinde hak sahibi olan kişilerin  kimler olduğu ve mirastan hangi oranda pay sahibi olduklarını gösteren belgedir. Dolayısıyla veraset ilamının çıkartılması için başvuru yapanın yasal veya atanmış mirasçı olması gerekir. Bu belgenin aksi her türlü delille ispat edilebilir ve aksi ispat oluncaya kadar geçerli kabul edilir. Mirasla alakalı herhangi bir işlem yapmak için mutlaka bu belgenin alınması gerekmektedir.

Veraset İlamı Nereden Alınır ve Gerekli Belgeler Nelerdir?

2011 yılına dek veraset ilamı çıkarmak için mirasçıların Sulh Hukuk Mahkemelerine yazılı olarak başvurmaları gerekirken, 2011 yılı itibariyle Medeni Kanun’da yapılan değişiklik ile noterler tarafından da veraset ilamı çıkarılarak mirasçılara verilmesi mümkün hale gelmiştir. Dolayısıyla mirasçılık belgesinin üç yolla alınması mümkündür. Birinci yol sulh hukuk mahkemelerinde çıkartılmasıdır. Miras bırakanın ölmeden önceki son ikametgah adresinde bulunan sulh hukuk mahkemesine dilekçe ile başvurulur. İkinci yol ise noterde çıkartılmasıdır. Herhangi bir mirasçı tarafından notere başvuru yapılır, noter tarafından nüfus kayıt örnekleri de incelenerek çıkartılır. Üçüncü yol ise e-devlet sistemi üzerinden çıkartılmasıdır. 2018 yılı itibariyle başlayan uygulama ile birlikte 1990 yılı sonrası ölen kişilerin T.C. Kimlik Numarası girilerek mirasçılık belgesi çıkartılabilmektedir.
 
Mirasçılık belgesini noterden almak için taraflarca getirilmesi gereken belgeler mirasçının kimlik belgesi, murisin ölüm belgesi, mirasçılık belgesi istemini içeren dilekçe gereklidir. Adliyeden mirasçılık belgesi almak için ise mahkemeye hitaben yazılmış bir dilekçeyle adliyeye gidilmesi harç ve masraflar ödendikten sonra dilekçenin tevzi bürosuna teslim edilmesi gerekmektedir.

Veraset İlamı Süresi Nedir?

Veraset ilamında, yasal mirasçılar ve mirastan alacakları paylar gösterildiği için herhangi bir geçerlilik süresi bulunmamaktadır. Veraset ilamının çıkarılması için de herhangi bir süre sınırlaması bulunmamaktadır.

Veraset İlamının İptali Davası 

Veraset ilamının; mirasçıları tespit etmek için kesin bir nitelik taşımadığı ve veraset ilamının geçersizliğinin her zaman ileri sürülebileceği Medeni Kanun’un 598/3 maddesinde açıkça belirtilmiştir. Bu nedenle veraset ilamı; mirasçıların mirasçılık hakları hususunda kesin nitelik taşımamakla birlikte, aksi ispat edilinceye kadar adına düzenlenmiş bulunan şahıs veya şahısların mirasçılığı lehine bir karine oluşturur. Herhangi bir itiraz davası açılmaması halinde veraset ilamında belirtilen kişilerin mirasçı olduğu kabul edilir ve miras paylaşımı bu şekilde yapılır. Mirasçılık belgesinde yer alan bilgiler kimi zaman gerçek hak durumunu yansıtmadığından  mahkemeye başvurup mirasçılık belgesinin iptali davası ya da diğer adıyla veraset ilamının iptali davası açılmalı ve bu davada hatalı mirasçılık belgesi iptal ettirilip, yeni tarihli ve gerçek hak durumunu gösteren mirasçılık belgesinin düzenlenmesi talep edilmelidir.
 
Mirasçılık Belgesinin İptali Davasında Zamanaşımı ve Hak Düşürücü Süre Nedir?
Mirasçılık belgesinin iptali davası açılmazsa ve mirasçılık belgesi geçerliliğini sürdürürse, yapılacak olan tüm miras hukuku işlemlerinde hatalı olan mirasçılık belgesi esas alınır ve olası hak kayıpları gündeme gelir. Çünkü mirasçılık belgesi hatalı dahi olsa, iptali talep edilip mahkeme tarafından iptal hükmü verilinceye dek fiilen geçerliliğini koruyacaktır. Dolayısıyla  bu dava için herhangi bir zamanaşımı süreyi bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanunu Madde 598’e göre mirasçılık belgesinin geçersiz olduğu her zaman ileri sürülebilir. 
Mirasçılık Belgesinin İptali Davası Kimlere Karşı Açılır?
Mirasçılık belgesinin iptali davası, gerçek hak durumuna aykırı olacak şekilde hatalı olarak düzenlenmiş bulunan mirasçılık belgesinden dolayı hak kaybı yaşayan her mirasçı tarafından açılabilmektedir. Yani hukuken mirasçı olması gerekip de, mirasçılık belgesinde adı yer almayan veya adı yer alsa da miras payı eksik olarak yazan mirasçılar tarafından mirasçılık belgesinin iptali istemli dava açılabilir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.12.1990 tarihli 1990/2-560 Esas 1990/622 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere mirasçılık belgesi verilmesi istemiyle hasımsız olarak açılan davalar çekişmesiz yargıya tabi olup maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmezken mirasçılık belgesinin iptali davası HMK’ya göre çekişmeli bir davadır. Yani davanın bir veya birden fazla kişiye karşı açılması zorunludur. Bu davanın davalı tarafı, geçersizliği ileri sürülen mirasçılık belgesinde mirasçı olarak gösterilmiş herkestir. Davanın bu kişilere karşı açılması bir kuraldır, başkasına karşı veya hasımsız olarak açılması söz konusu olamaz.
 
Yargıtay 14. HD 2015/2518 Esas ve 2015/11356 karar ve 28.4.2011 tarihli kararı
 
" davalı tarafın eksik olması durumunda mahkemenin ilk görevinin bu tarafı belirlemek olduğunu açıklığa kavuşturmuştur: “…belirlenecek mirasçıları da davaya dahil edilmeli, bu şekilde taraf teşkili gerçekleştirildikten sonra davanın esasına girilmeli, taraflardan varsa başkaca delilleri de toplanmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır”.
 
Mirasçılık belgesinin alınması işlemi çekişmesiz bir yargı işi olsa da, mirasçılık belgesinin iptali davası çekişmeli bir yargı işidir, dolayısıyla dava dilekçesinde ilgili muhataplara husumet gösterilmelidir. Ayrıca dava esnasında kendisine husumet yöneltilmiş olan mirasçılardan birinin ölümü halinde ölen mirasçının kendi mirasçılarının da davaya katılımının sağlanması gerekmektedir. Bunun için de genellikle davacıya, veraset ilamının çıkarılması ve taraf teşkilinin sağlanması için süre verilmektedir.

Veraset İlamının İptali Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme 

Veraset ilamının iptali davasında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Mirasçılık belgesinin iptali davasında yetkili mahkeme ise miras bırakanın son yerleşim yeri mahkemesidir. Mahkeme tarafından verilen iptal kararı taraflar için kesin hüküm oluşturacağından ilam niteliğindedir.
 
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/1310 E., 2021/834 K.
 
"Mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davada irs ilişkisi kural olarak nüfus kayıtları ile ispat olunur. Nüfus kayıtları belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur. Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça herangi bir şekle tabi değildir. (TMK md.7) Hakim çekismesiz yargıda re'sen araştırma ilkesi uyarınca, davanın ispatı için gerekli bütün delillere başvurabilir.
 
Mirasçılık belgesinin iptali halinde, hukuksal durumlarının etkilenmesi sözkonusu olabileceğinden iptali istenilen mirasçılık belgesinde hak sahibi olarak gösterilen kişilerle, davadan önce ölmüş ise bunların tüm mirasçılarının davada taraf olarak gösterilmesi, yine davalılardan herhangi birinin yargılamadan sonra ölmesi halinde de davanın mirasçılarına yönlendirilerek mirasçılar aleyhine sürdürülmesi, hükmün de mirasçı oldukları gösterilerek mirasçılar hakkında verilmesi gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
 
Somut olayda, ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 21.03.2006 tarih ve...Karar sayılı mirasçılık belgesinin iptali istendiğine göre, ilk derece mahkemesince bu mirasçılık belgesinde yer alan tüm mirasçılara husumet yöneltilerek yargılama yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması, bölge adliye mahkemesince de istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir."
 
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/766 E., 2021/395 K.
 
"Dava, evliliğin butlanı suretiyle nüfus kaydının düzeltilmesi ve mirasçılık belgesinin iptali isteğine ilişkindir.
Mirasçılık belgesinin iptali davalarında, davacı taraf miras bırakanın mirasçısı olduğunu, iptali istenilen mirasçılık belgesinde mirasçı olarak gösterilmediğini ve pay verilmediğini veya mirasçı gösterilmesine rağmen mirastan kendisine olması gerekenden daha az pay verildiğini, bu nedenle önceki günlü mirasçılık belgesinin hatalı olduğunu kanıtlamak zorundadır. Bu tür davalarda da miras bırakanın diğer mirasçılarını tespit etmek ve mirasçıların miras paylarını belirlemek hakimin görevidir.
 
Somut olayda davacılar vekili aynı dava dilekçesi ile ... ile ... arasındaki evliliğin butlanına ve mirasçılık belgesinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, nüfus kaydının iptali ile mirasçılık belgesinin iptaline ilişkin hüküm kurulmuştur. Hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili görülen hususlar hakkında Hukuk Muhakemeleri Kanununun 31. maddesindeki düzenleme uyarınca hakimin davayı aydınlatma sorumluluğu bulunmaktadır. Bu kapsamda davacının talebinin, evliliğin butlanı yahut nüfus kaydının iptaline dair olduğunun anlaşılması ile ardından ilgili talebin bu davadan ayrılarak yeni bir esasa kaydedilmesi ve mahkemece görevli olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
 
 ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/380 Esas, 2010/970 Karar sayılı mirasçılık belgesinin iptaline yönelik davanın ise HMK m165. gereğince ayrılan davanın sonucuna talik edilmesine karar verilmesi gerekmektedir."
 
Yargıtay HGK  05.12.1990 gün ve 1990/2–560 Esas, 1990/622 Karar sayılı ilamı
 
"mirasçılık belgesi verilmesi istemiyle hasımsız olarak açılan davalar çekişmesiz yargıya tabi olduğundan, bu davalar sonucunda verilecek kararlar şekli bakımından kesinleşmiş olsalar dahi maddi hukuk bakımından kesin hüküm oluşturmazlar. Dava ve ilam kavramları çekişmeli yargıya ait kavramlar olduğundan mirasçılık belgesi verilmesi istemiyle açılan davalar tam bir dava olarak nitelendirilemeyeceği gibi bu davalar sonucunda verilen kararlar klasik anlamda kesin hüküm sonucunu doğuran bir ilam da sayılmazlar. Bu nedenle açılan bu davalar sonucunda verilen kararların sonradan gerçeğe aykırı ve yanlış olduğunun anlaşılması hâlinde her zaman için aksi iddia ve ispat edilebileceği gibi tespit hükmü niteliğindeki bu kararların sonradan açılacak başka davalarda kesin hüküm oluşturması ve mahkemeleri bağlaması da düşünülemez. Bu konularda öğreti ve uygulamada tam bir görüş birliği mevcuttur. Bu nedenle davacının mirasçılık belgesi istemiyle dava açma hakkı mevcuttur. Bu itibarla mahkemece, davanın esasına girilerek ve davacının gösterdiği deliller toplanarak muris......’ın mirasçılarının ve miras paylarının belirlenmesi ve sonucuna göre bir hüküm verilmesi gerekirken aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmış olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.”