Özel Hayatın Gizliliğini İhlal (TCK Madde 134)

İnsanlar uzun yıllardan bu yana toplum olarak bir yaşam düzeni benimsemişlerdir. Bu benimseyiş insanların birçok alanda birlikte yaşamasını ve işbirliği yapmasını gerektirmiştir. Toplum olarak yaşamanın gerekliliği olan işbirliği ve sorumluluk alanının dışında insanların kendilerine ayırdıkları özel bir alan olması bireye çeşitli sözleşme ve yasalarla bir  hak olarak tanınmıştır.

Kişinin diğer insanlara karşı açıklamak istemediği, kendi iç dünyasını şekillendiren tutum ve davranışları özel hayatı olarak nitelendirilebilir. Kişinin aile yaşamı, cinsel hayatı, kişisel verileri, sırları ve kendine ait kapalı alanında yaşadığı her şey özel hayatın kapsamındadır.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 8. maddesinde “ Herkes; özel ve aile hayatına, konutuna ve haberleşmesine saygı gösterilmesi hakkına sahiptir,” şeklinde bir hüküm bulunmaktadır.

Bu hükmün karşılığına ise Anayasa’nın 20. Maddesinde yer verilmiştir. Buna göre “Herkes özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.” ifadesi mevcuttur. Bu ifadeyle özel ve aile hayatının ne olduğu, gizliliğin sınırları ve kapsamı tam olarak belirtilmemiştir. Doğrudan kişilik hakları ile ilgili olan bu konuda koruyucu düzenlemelerin yapılması toplumun vazgeçmemesi gereken bir konudur.

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal (TCK Madde 134) 

            Genel olarak; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 134. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kişilerin özel yaşam alanını ve bu alanda kişilerin üçüncü kişilerle paylaşmadıkları her türlü eylem ve halini korumaktadır. Özel yaşam alanının içine kişilerin “Haberleşmesi” de dahildir. Ancak haberleşme esnasındaki konuşmaların gizliliği Türk Ceza Kanunu’nun 132.  Maddesinde düzenlenmiş olduğundan Bu madde hükümleri uygulanmaz. Dolayısıyla Türk Ceza Kanununda özel hükümler ile korunan hukuki değerler haricindeki özel yaşamın gizliliğini ihlal eylemlerine karşı TCK md. 134 hükümleri uygulanacaktır.

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu Nasıl İşlenir?

Türk Ceza kanununun 134. maddesinde “ özel yaşam” kavramı kullanılmıştır. Ancak Türk Ceza Kanunu veya başkaca mevzuatta bu kavramın tanımına yer verilmemiştir. Doktrinde kişinin yaşam alanının üçe ayrıldığı görüşü hakimdir. Bu görüşe göre kamuya açık yaşam alanı, özel yaşam alanı ve gizli yaşam alanı olmak üzere sınıflandırma mevcuttur. Kamuya açık yaşam alanı dışındaki iki alan ise koruma altına alınan “özel hayat” kapsamına girmektedir.

Yargıtay’ın bir kararında özel hayatın tanımına dair şöyle bir hüküm bulunmaktadır. Bu hükümde “özel hayat kavramı; kişinin sadece gözlerden uzakta, başkalarıyla paylaşmadığı, kapalı kapılar ardında, dört duvar arasındaki yaşantısı ve mahremiyetinden ibaret değil, herkesin bilmediği veya bilmemesi gereken, istenildiğinde başka kişilere açıklanabilen, tamamen kişiye özel hayat olayları ve bilgilerin tamamını içerir. Bu nedenle, kamuya açık alanda bulunulması, bu alandaki her görüntü veya sesin dinlenilmesine, izlenilmesine, kaydedilmesine, sürekli ve izinsiz olarak elde bulundurulmasına rıza gösterildiği anlamına gelmez. Kamuya açık alanda bulunulduğunda dahi, kalabalığın içinde dikkat çekmezlik, tanınmazlık, bilinmezlik prensibi geçerli olup, kamuya açık alandaki kişinin, gün içerisinde yaptıkları, gittiği yerler, kiminle niçin, nasıl, nerede ve ne zaman görüştüğü gibi hususları tespit etmek amacıyla sürekli denetim ve gözetim altına alınması sonucu elde edilmiş bilgileri ya da onun başkalarınca görülmesi ve bilinmesini istemeyeceği, özel yaşam alanına girdiğinde şüphe bulunmayan faaliyetleri özel hayat kavramı kapsamına dahildir; ancak, süreklilik içermeyen ve özel yaşam alanına dahil olmayan olay ve bilgiler ise bu kapsamda değerlendirilemez. Sonuç olarak, bir olay ya da bilginin, özel hayat kavramı kapsamına girip girmediği belirlenirken, sadece içinde bulunulan fiziki çevrenin özelliklerine bakılmamak, kişinin toplum içindeki konumu, mesleği, görevi, kamuoyu tarafından tanınıp tanınmadığı, dışa yansıyan davranışları, rıza ve öngörüleri, sosyal ilişkileri, müdahalenin derecesi gibi ölçütler de göz önüne alınmalıdır.” şeklinde özel hayat tanımı yapılmıştır.

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçunun Şartları Nelerdir?

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun objektif ve sübjektif unsurları

Objektif unsurları (maddi unsurları)

Maddi Konu

TCK 134’te düzenlenmiş olan bu suçun konusu insanların özel yaşam ve gizli yaşam alanını kapsayan "Özel hayat"tır.

Fail

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun faili herhangi birisi olabilir. Hatta evlilik birliği içerisinde eşlerde birbirlerinin özel yaşamına saygı göstermek durumundadır. 

Tüzel kişilerde özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun faili olabilirler. Türk Ceza Kanunu 140. Maddesinde belirtildiği üzere bu suçu işleyen tüzel kişiler hakkında tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanabilir.

Mağdur

Özel hayatın gizliliği suçunda herhangi biri mağdur olabilir. Zira herkesin özel hayatı gizlidir ve bu gizliliğe saygı gösterilmesini talep etme hakkı vardır. Bu noktada belirtmek gerekir ki bu suçun oluşması için mağdurun hayatta olması zorunludur. Ölmüş bir kişiye karşı ise görüntüsünün kayda alınması ve ifşa edilmesi suretiyle bir fiil gerçekleştirilirse o zaman Türk Ceza kanununun130/2. Maddesinde düzenlenen kişinin hatırasına hakaret suçu işlenmiş sayılacaktır.

Toplumda ün kazanmış yöneticiler, siyasetçiler ve sanatçılar için mağduriyet değerlendirmeleri normal insanlara göre daha farklı olmaktadır. 

Fiil, sonuç ve illiyet bağı

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçunda tipik hareket gizliliğin ihlal edildiği fiildir. Bu suçun oluşması için bir zararın meydana gelmesi zorunlu değildir. Kişinin özel yaşamına dair bir bilginin elde edilmesi yeterli olup bu aşamada suç işlenmiş sayılacaktır. Zira bu suç doktrinde tehlike suçu olarak değerlendirilmektedir. 

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçunda Cezayı Arttıran Nedenler

Özel hayatın gizliliğinin görüntü ve seslerin kayda alınması suretiyle İhlal edilmesi (TCK mad. 134/1, c.2)

Bu suçun nitelikli halinin oluşmasında görüntü veya seslerin kayda alınması yeterlidir. Tek başına görüntü veya seslerin kayda alınması cezanın arttırıcı haldir. Nitelikli halin oluşmasında görüntü veya sesin birlikte kayda alınması gerekli değildir. Görüntü veya sesin tek başına kayda alınmış olması suçu oluşturacaktır.

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun görüntü veya seslerin ifşası ile gerçekleştirilmesi (TCK Md. 134/2)

Bu suçun nitelikli hallerinden olan görüntü veya seslerin ifşasının ne şekilde gerçekleştiğinin bir önemi bulunmamaktadır. Zira suç “hukuka uygun veya hukuka aykırı olarak elde edilmiş görüntü veya ses kayıtlarını ifşa edilmesi.” Olarak tanımlanmıştır. Dolayısıyla kişinin özel hayatına dair görüntü veya seslerin hukuka uygun olarak elde edildiği kabul edilse bile bunlar hukuka aykırı olarak ifşa edilmişse suç meydana gelecektir.

Önemle belirtmek gerekir ki burada korunan hukuksal yarar özel hayatın gizliliğidir. Dolayısıyla görüntü veya sesin ifşa edildiği anda kişinin kimliği anlaşılmıyor olsa bile doktrinde suç meydana gelmiş olarak kabul edilecektir.

Suçların kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi (TCK Md. 137/1-a)

TCK Md. 137/1-a’da düzenlenen bu suçta ağırlaştırıcı neden olarak suçun kamu görevlisi tarafından ve kendisine görevinin verdiği yetkinin kötüye kullanılması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğu durum gösterilmiştir. Bu hâlin düzenlenme gerekçesine örnek olarak Kolluk veya savcılık çalışanlarının bir soruşturma kapsamında elde elde edilen görüntü veya ses kayıtlarını hiçbir suretle ifşa etmemesi, ifşa edildiği durumda ise ağırlaştırıcı neden ile cezalandırılmasıdır.

Suçların belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenmesi (TCK Md. 137/1-b)

İnsanlar sosyal yaşamlarında özel yaşam ve mahremiyet kapsamına giren hallerini meslek veya sanatın gerektirdiği güven ilişkisi nedeniyle emanet etmektedirler. Örneğin bir giyim mağazasının kabininde insanlar kıyafetlerini denerken o mağaza tarafından kabinin özel hayatın gizliliğine uygun olarak tasarlanması gerekmektedir. Şayet bu mağazanın  kabininde kamera ile kayıt yapılıyorsa bu durumda özel hayatın  gizliliği  bu mesleğin  getirdiği kolaylıktan faydalanılması  sonucunu doğuracaktır.  Bu durumda verilecek ceza yarı oranında  arttırılacaktır.

Elektronik haberleşme hizmeti veren işletmelerin personelleri tarafından işlenmesi 

5908 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu uyarınca  Elektronik haberleşme hizmeti vermek üzere yetkilendirilmiş işletmecilerin ve bunların personelinin  özel hayatın gizliliğini ihlal son fiillerin işlenmesi halinde  TCK Md. 134  hükümleri uygulanacaktır.  Ancak buna dair TCK md. 137’de  bu kişilerin bu suç işlemeleri halinde cezanın bir kat olarak artırılacağı düzenlenmiştir. 

Sübjektif unsurları (manevi unsurları)

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu genel kastla işlenir. Bu suçta olası kastta olabilir. Bu durumda Türk Ceza kanununun 21/2 Maddesi gereğince cezada indirim yapılabilir. 

Failin kastından söz edebilmek için bu suçu İşlediğini biliyor ve bunu isteyerek yapıyor olması yeterlidir. Özel hayatın gizliliğini neden ihlal ettiği kastın niteliği bakımından önemsizdir.

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçunda Hukuka Uygunluk Nedenleri

Kanun hükmünün yerine getirilmesi

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun oluşabilmesi için bu suçu ihlal eden fiilin herhangi bir hak ve yetkiye dayanmaması gerekir. Bu hak ve yetkinden Kastedilen kanunların bu ihlalleri hukuka uygun hale getirmesidir. Örneğin CMK m.139’da yer alan gizli görevli kullanma, CMK m. 140’ta yer alan teknik araçlarla izleme ve CMK m. 126’da yer alan el koyma Kanunun verdiği yetki nedeniyle bu suçu meydana getirmez.

İlgilinin rızası

Özel hayatın gizliliği suçunun şikayete bağlı bir suç olmasında ilgilinin rızası olup olmamasının bir karşılığıdır. Zira özel hayatın gizliliğini isteme kişilere tanınmış bir haktır. Kişi özel yaşamının gizliliğine yapılan müdahaleye açık veya örtülü olarak rıza göstermiş ise artık bu suçun oluştuğundan söz edilemez.

Haber verme hakkı

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçunda hukuka uygunluk nedenlerinden birisi de haber verme hakkının kullanılmasıdır. Ancak bu noktada dikkat edilmesi gereken husus haber verme hakkı şartlarının sağlanıp sağlanmadığıdır. Basın özel hayata ilişkin haber yapma hakkını kullanırken bu şartların getirdiği sınırları aşmamalıdır.

Hakkın kullanılması

Bir kişinin kendi hakkını savunması (örneğin kendisine karşı işlene bir suçun ispatı için görüntü alması ) maksadıyla bu suçu oluşturan fiilleri gerçekleştirmesi halinde fiilleri hukuka uygun hale gelecektir. 

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu şikayeti

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu (TCK md. 134) şikayete bağlı bir suçtur. Bu durumda suçun mağduru suçun işlendiği tarihten itibaren veya suçun işlendiğini öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içerisinde şikayetini kolluk veya savcılığa sözlü veya yazılı olarak yapmak zorundadır. Bu süre içinde şikayet yapılmazsa şikayet hakkı ortadan kalkacaktır.

Özel hayatın gizliliği ihlali suçuna hangi mahkeme bakar?

TCK md. 134’de yer verilen bu suç şikayete bağlı suçlardandır. Kolluk kuvvetine veya savcılığa yapılan şikayet sonucunda kovuşturmaya geçilmesi halinde bu suçun yargılaması Asliye Ceza Mahkemesinde yapılacaktır.

Şikayete bağlı suçlarda şikayetten vazgeçilmesi mümkündür.  Soruşturma aşamasında şikayetten vazgeçilmesi halinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar (KYOK), kovuşturma aşamasında şikayetten vazgeçildiği takdirde ise davanın düşmesine karar verilecektir.

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun cezası nedir? 

Bu suçun her fıkrasında ayrı hapis cezaları öngörülmüştür. TCK md. 134/1 fıkrasında ceza bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası, TCK md. 134/2 fıkrasında ise ceza iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası olarak belirlenmiştir.

Adli Para Cezası, Cezanın Ertelenmesi veya Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)

Bu uygulamalar doğrudan verilen cezanın süresi ve kişinin başka bir suçtan daha önce ceza alıp almadığı ile ilgidir. Hakim bu iki kıstası değerlendirerek bu uygulamaları kullanabilir. Buna göre,

Adli Para Cezası yaptırımı için faile hükmedilen ceza bir yılın altında ise hakim hükmedilen hapis cezasını adli para cezasına çevirebilir. TCK md. 134’de adli para cezasına hükmedilmesi için suçun nitelikli hallerinin işlenmemiş olması ve cezaya alt sınırdan hükmedilmiş olması gerekir.

Cezanın ertelemenmesi kararı için ise iki yıl ve daha az hapis cezasına hükmedilmiş olması gerekir. Bu suçtan önce başka bir suçtan dolayı hakkında üç aydan daha az hüküm giymiş olan fail hakkında cezanın ertelenmesi kararı verilebilir. Bu kararın verilmesi halinde faile bir ile üç yıl arasında değişen bir denetim uygulanabilir.. Bu denetim süresince failin başka bir suç işlemesi veya suça karışması halinde iki ceza birden uygulanır.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) için faile iki yılın altında bir hapis cezası verilmesi ve bu hükümden önce failin kasıtlı olarak başka bir suç işlememiş olması gerekir. Bu hüküm ile faile beş yıllık bir denetim uygulaması yapılır. Failin bu süre içinde başka bir suç işlemesi veya suça karışması halinde iki ceza birden açıklanır. Ancak fail bu süreyi herhangi bir suça karışmadan tamamlarsa suç hiç işlenmemiş gibi kabul edilecektir.